1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Batıkan Galat

Gönderilme zamanı: Cmt Eki 11, 2025 9:37 pm
gönderen Batıkan Galat


Resim

Batıkan Galat

11

Genel Bilgiler
Öz Geçmiş
Kişilik Özellikleriniz
Meritler & Kusurlar
İnsanlık & İrade Gücü
Disiplinler
Kaynaklar
Çeşitli Mülkler ve Ekipman
Edit Log

Re: Batıkan Galat

Gönderilme zamanı: Cmt Eki 11, 2025 10:39 pm
gönderen Batıkan Galat
Gözlerindeki bağları açmasına izin verildiğinde nerede olduğundan emin değildi. Attığı adımları ve dönüşlerini aklına kazımıştı, fakat evlerinin daha önce hiç bulunmadığı bir yerindeydi. Bodrumdaki kapıyı görmüştü, fakat orası her zaman kilitli ollurdu. Burada ne aradığını bilmiyordu, kendisine çok az açıklama yapılmıştı. Artık aralarına dahil olma vaktinin geldiği söylenmişti, kendisini kanıtlamıştı. Bu sözlerin tatlı sarhoşluğundan etkilenip bir çeşit hediye alacağını düşünerek direktiflerine uymuştu. Fakat şimdi bu kararından emin değildi.

Gözleri ışığa alışmakta zorlandı. Tahmin ettiğinden çok daha geniş bir yerde olduğunu fark ettiğinde şaşkınlıkla etrafı izlemekten kendini alamadı. Yunan tarzı, buranın ayakta durmasını sağladığını düşündüğü sütunlara asılmış ufak meşaleler içersini cılız bir şekilde aydınlatıyordu. Burasının genişliği, yaklaşık olarak yukarıdaki köşk kadar olmalı diye tahmin etti. Işıklar tavana zar zor değiyordu, yükseklik belki de 4-5 metreyi buluyordu. Burasını ilk bakışta bir çeşit Yunan Tapınağına benzetti. Mermerden sütunların üstü çeşitli sembollerle bezeliydi. Hem zeminde hem de bu sütunlarda büyümüş olan yosunlar burayı bakımsız göstermiyor, dekorun bir parçası hissiyatı veriyordu.

Her şeyden önemlisi, bu mekanda bir tekinsizlik hissi vardı. Yalnızca sütunlardaki sembollerin çarpıklığı ya da içerideki uğursuz koku değildi bunun sebebi. Göğsünün ortasına bir ağırlık çökmüştü. Sanki görünmeyen bir şeyler onun etrafına dolaşıyor, tenine dokunuyor gibi ürperdi. Fakat hışımla ve korkarak etrafına şöyle bir bakındığında aile üyelerinden bazıları dışında kimseyi göremedi, onlar da sakince onu izliyor ve hafifçe gülümsüyor gibiydiler. Onlara daha dikkatli baktığında dudaklaının kıpırdadığını gördü, hepsinin, aynı anda, sanki hep beraber bir ilahiyi okur gibi dudakları durmaksızın kımıldıyordu, fakat hiç ses duymadı. Bir şey söylemeye çalıştı fakat karşıdan, bu tapınağımsı yerin diğer ucundan bir ışık görünce sustu.

Gördüğü bir yansımaydı. Meşalelerin ışığı bir çeşit taşa çarpıp sonra geri sekiyor gibiydi ve bu şey her neyse giderek yaklaşıyordu. "Ne oluyor burada, neredeyiz?" deme cesaretini kendisinde buldu. O sırada ayağına bir şey dolanıyormuş gibi oldu ve ayağına baktığında gerçekten ayakkabısının etrafındaki sarmaşığı görmek onu şoke etti. Fark etmeden ayağını buraya mı sokmuştu? Fakat sarmaşık kımıldamaya ve onu sarmaya devam etti. O neler olduğunu anlamaya çalışırken ve zihni gerçekliğin bu şekilde bozuluşuyla başa çıkmak için çabalarken her yerden ışıklar parıldamaya başladı. Morlar, kırmızılar ve yeşiller her yerde, ama özellikle dikkati orada olduğu için zeminde çizgiler halinde parıldadı. Bir çığlık atmaya çalıştı fakat ağzı ona ihanet etti.

Bütün duyularına hücum ediliyormuş gibi hissetti. Gözleri her türden ışıkla kamaşırken, daha önce sessiz söylenen ilahinin sesi büyüdükçe büyüdü. Sözleri duyuyordu, fakat ne anlama geldiklerini kestiremiyordu. Türkçe ya da İngilizce değildi. Sesleri bir yükselip bir alçalıyor, garip bir ahenk yaratıyordu, bir çeşit Hristiyan koro müziğini andırıyordu, daha uygun bir zamanda belki bu seste huşu bulabilirdi, şu an hissetmesi ve düşünmesi gereken çok şey vardı, algıları kontrolünde değildi.

Ses büyüdü, büyüdü. Işıklar bir sönüp bir yanmaya başladılar. Buraya ilk geldiğinde etrafında dolaşıyor olduğunu düşündüğü şeyleri sanki artık görüyor ve direkt olarak dokunuşlarını hissediyordu. Soluk, gri, sis benzeri şeyler, hareket ediyorlardı ve sanki canlıymış hissi veriyorlardı. Etrafa yayılan iğrenç kokunun neye ait olduğunu tahmin bile edemedi. Bütün bunlar olurken birden bütün sesler sustu, bütün ışıklar söndü ve bu sefer yeniden yanmadı. Önce bir acı, sonra bir ılıklık hissi, yüksek lisans yıllarında LSD kullandığında hissettiği o duygunun çok daha güçlüsü, önce boynunda, sonra vücudunun geri kalanında yankılandı. Zihninin içinde devasa okyanuslar akıp gidiyordu ve o dalgaların içerisinde debelenip duruyor gibiydi, debelenmeyi bıraktı, boğulmayacağını biliyordu, her şeyi bıraktı, düşünceden azade oldu ve kendisini kaptırdı. Kalp atışlarını duymaya başladı. Hissettiği her şey yavaş yavaş kayboldu. Dalgalar veya ılıklık. Kalp atışları yavaşladı, ve bir noktada durdu.

Bir süre sonra gözlerini yeniden açtı. Artık kalbi atmıyordu.

Re: Batıkan Galat

Gönderilme zamanı: Pzr Eki 12, 2025 12:55 am
gönderen Ozan
1/2

Re: Batıkan Galat

Gönderilme zamanı: Pzr Eki 12, 2025 11:08 am
gönderen Darkaon
2/2 - Onaylanmıştır.